Gelecek Suriyeli Çırakların Olabilir mi?

Ekonomik kriz, yaşanan siyasi bunalımlar, sürekli tekrar eden seçimler, dünyada yaşanan bunalımlar, insanın kendi doğasında yaşadığı kendine yabancılaşma durumu ve makineleşme gibi süreçler toplumlarda değişikliklere, dönüşümlere neden oluyor.

Hepimiz insan değil miyiz?

Yaşamak zorundayız. Yaşamak için para kazanmamız gerekiyor.

‘Büyüyünce ne olacaksın çocuğum?’ sorusuyla zaten bu yaşama hazırlıyor büyüklerimiz, küçük yaşlardan itibaren bizleri. Biga’da da çok sayıda iş ilanı ve çok sayıda iş arayanla mutlaka karşılaşıyoruz. İşverene göre gençler iş beğenmiyor, iş arayana göre iş bulunamıyor. Gerçekten asıl sorun ne? Esnaflarla gençlerin işi, parayı beğenmediğinden yakınıyor, gençler ise yorulmadan para kazanmak istiyorlar. Bol bol izin kullanalım diyorlar, sabah erken gitmeyelim, akşam geç çıkmayalım, parası da güzel olsun diyorlar. Usta-çırak ilişkisi ile meslek öğrenmek geçmişte kaldı. Esnaf kültürü de yeniden şekilleniyor. Aileler de çocuklarını yetiştirirken yanlış tercihlerde bulunabiliyorlar. ‘Aman benim çocuk yorulmasın’ diye el bebek gül bebek büyütülen çocuklar, daha da vahşileşen yaşamda tutunmakta zorlanıyorlar.

Bugün Biga sanayisine uğradığınızda Suriyeli çırakların 50‘yi aştığını göreceksiniz. 10-15 yıl sonra ustalık isteyen işlerde Suriyeli’lerin olduğunu görürüz böyle giderse.