Biga, 'yoldan yürüyen yayaların' şehri olarak bilinirdi. İstanbul'da yolda yürüyen biri ile onu gören kişi arasında yaşanan diyalog dilden dile dolaşırdı:
-Sen Bigalı'mısın?
-Evet, nasıl anladın?
-Sadece Bigalılar kaldırım yerine yoldan yürürler.
Kaldırımların genişletilmesi ile yayaların yoldan yürümesi engellendi. Kaldırımlardaki yayaların sayısı arttı. Şimdi de başka bir sorundan bahsedilir oldu:Trafik ve otopark sorunu.
Aslına bakarsanız, son rakamlara göre 36 binden fazla olan araç sayısına sahip bir ilçe için otopark ve trafik sorunu olmaması düşünülemez. Hele ki, 1870 yılında kurulan yani köklü bir geçmişi olan ve dar alana sıkışmış yerleşime sahip bir ilçe için tartışma götürmez bir durumdur bu.
Ancak ben farklı bir açıdan bakmak istiyorum. Hamdibey Mahallesi'nde yolun en geniş bölümünde, (Hamdibey Heykeli'nin olduğu bölüm) bile yaşanan trafik sıkışıklığı, yaşanan sorunun kaldırım genişletmesi ile ilgili olmadığını açıkça gösteriyor. Pekii sorun ne o zaman?
Bu arada bir kısa not daha ekleyeyim. Biga'da uzun süredir yaşayan bir Bigalı olduğum için araç sayısına bağlı olarak Biga'nın yaklaşık 15 yıldır yavaş yavaş artan bir trafik sorunu olduğunu da görmezden gelemeyeceğimizi de hatırlatmam gerekiyor.
Avcılar Köprüsü ile Atatürk köprüsü arasında 1000 aracın rahatlıkla park edebileceği açık otopark alanı bulunuyor. Bu alanda kısa bir gezintiye çıktığınızda; bir çok aracın yanlış park ettiğini göreceksiniz. İki araçlık alana tek araç park edince 80-100 aracın kullanabileceği alan en kibar şekliyle gasp edilmiş oluyor. Buna ister yetkililerin kontrol eksikliği deyin, isterseniz araç sahiplerinin vurdum duymazlığı... Bir yerde eksik bir şeyler olduğu kesin. Yanlış park ya da vurdum duymazlık çarşı içinde de yine aynı şekilde örnekleriyle kendini hissettiriyor.
Dükkanlara mal indirmek için yapılan ceplere araç park edilmesi, minibüs duraklarının araç parkı için kullanılması hem esnaf açısından sorun yaratıyor, hem de minibüsten yolcu indirip minibüse yolcu bindirmesi gereken dolmuş şoförü için... Bu durum aynı zamanda trafiğin sık sık tıkanmasına da neden oluyor.
Araçların içinden yayalara küfreden şoförler ile aracından inip şoförlere küfreden yayanın aynı kişi olduğu bir düzende, emin olun ki; çözüm yerine sorun üretilir. Önce anlayışlı olmamız gerekiyor.
Bir de akşamları şehir içinde küçük bir gezintiye çıkın. Ardından açık otoparkı ziyaret edin. Şunu açıkça göreceksiniz ki; açık otoparkta tek tük araç görürken; yol boyunca park halindeki araçları göreceksiniz. İnsanımız artık üşengeç, evinden çıkar çıkmaz aracına binmek istiyor. Oysa iki adımlık yolu yürümek yerine araçla seyahat etmek hem sağlıklı değil, hem ekonomik değil hem de sorunun bir parçası olmaktan öte değil. Daha fazla bisiklet yolu isteyenlerin, aynı zamanda araçlarını kapı girişine park edenlerle aynı olduğunu, bilmem fark ediyor musunuz...
Biga her gün daha da büyüyen bir şehir. Genelde sabah ve akşam iş çıkışlarında olan yoğunluk gün içerisine de yayılacak gibi duruyor...
Ya Çözümün bir parçası olacağız, daha dikkatli olup, kimsenin hakkını gasp etmeyeceğiz; ya da sadece yaygara yapıp otopark sorunu çözülmüyor diyeceğiz...
Saim TUNÇMAN
YORUMLAR